o dişleri kaşınan ve her şeyi ancak ısırma ve temas yoluyla deneyimleyebilen bir canlı. ısıracak. ısırması için onu farklı oyuncaklarla meşgul etmelisiniz.

Tuvaletini yeni yerine değil farklı yerlere yada eski salondaki yere yapıyor elimden bez düşmez oldu

Bence çabuk pes etti. Tam boyundan yakalamamıştı habip. Çenesi aradaydı. Dayanabilirdi ama conor maç boyu ezildi. İyi hazırlanmamış sığır. Zaten yenileceğini bildiği için pes etti bence.

Bu hareketten o yorgunlukla bi de hareket yapan habip gibi bir ayıysa mümkün değil kurtulamazsın.

Anca ayakta olucan da 13 yaşındaki bi kız çocuğu yapacak hareketi de öyle kurtulucan. Yoksa imkansıza yakın

im-kan-sız.
bunun iki nedeni var:
birincisi, khabib tam bir ayı boğan. adam 70 kiloda dövüşüyor; ama yerdeyken rakibine uyguladığı baskı neredeyse bir hafif ağır siklete bedel.
hal böyle olunca, kolunu, boynunu bu adama kaptırmamak lazım.
ikincisiyse, conor'ın g.tünden soluması. zaten rezil bi kondisyonu var. ite, kaka 4. raunda kadar gelmiş; değil submission'dan kurtulmak, kolunu kaldıracak dermanı yoktu adamın.
maçı izlerken, en az 4 defa felan " az içte, biraz kardiyo çalış conor efendi" dedim, yalan yok.
1. raunddan sonra kesiliyor adam. yok böyle bişey!

biz de @delay ile bunu tartışıyorduk şimdi. sinir olduğum bir mevzu olduğu için buraya da yazma gereği duydum. bu dıbına koyduğum maçları seyirci izlesin diye yapılıyor, ulan submission'dan keyif alsak yağlı güreş izleriz. khabib taraftarlarının da keyif aldığını sanmıyorum. aldılarsa onlara da yazıklar olsun, ufc'ye dair hiç bir şey yoktu maçta khabib sağolsun, edirne kırkpınar yağlı güreşlerini izledik. oldu olacak güreş ağası da seçselermiş dövüşten sonra. hayatımda izlediğim en kötü ufc + mma + box + kickbox maçları listesinde 1 numara bu maç şu an. khabib gibi yıkıkları takedown-monster'ları ufc den uzaklaştırsınlar. arenadaki seyirciler de keyif almadılar, maçı izleyen herkese soruyorum, herkes (benim tanıdığım khabibciler dahil) y***k gibi maçtı diyorlar. yazıklar olsun sizin yapacağınız maça. mcgregor - mayweather maçının gözünü seveyim ben.

çenenizden hiç öyle yakalanmamışsınız belli ki. bir arkadaş boynundan yakalanmadı erken pes etti demiş ama oradaki pesin sebebi nefes değil, çenenin kırılma noktasına gelmesi. biraz daha sıksa ve conor pes etmesi çenesi kırılabilirdi. bu adamın ciddi bir kol kuvveti var. ve evet eğer güçlü biri tarafından bu şekilde kilide alındıysanız kurtulma şansınız yok. tabii eldivenlerle ve kurallar dahilinde. yoksa çıplak elle yapılabilecek çok şey var.

7 yaşında bu beyazlamalar gayet mormal

hills Z/D tavsiye ederim. derisi sorunlu kedimiz için sadece bunu kullanıyoruz ve çok memnunuz.

2010-2013 polo

O fiyata düzgün polo’ya hiç denk gelmedim ama, olan da ağır hasar kayıtlı.

Size bagli. Nasil bir gezi yapacaksiniz mesela?

Öğle ve akşam yemeklerimizi nispeten güzel mekanlarda yapıcaz. Aralarda çay kahve gibi harcamalarınız da olur. Vaktimiz elverdiğince müzeleri ve tarihi yerleri gezicez. Çok fazla olmasa da kıyafet ve hediyelik eşya satın alabiliriz. Hepsi bundan ibaret.

iki kişi için 500 tl yeter. Ama tabi neler yapacağınıza bağlı olarak ta değişir

günlük 200'den 1000 TL.

çok değişken bu durum, haliyle net bir cevabı yok ama fikir vermesi açısından.

geçen yıl ağustos ayı fiyatları :

300 gr t-bone steak + şişe kola : 25-30tl arası.
marketten 500lük bira : 2-4 tl arası
güzel bir mekanda 300ml siyah çay : 4 tl.
güzel bir mekanda espresso : 3 tl
güzel bir mekanda tiramisu : 3 tl
sokak arası pub tarzı mekanda bira : 4 tl
güzel bir mekanda shot bardağı ile kokteyl (bizdeki tekekçi gibi) : 2 tl (yani 15 grivnaydı, o zamanlar 1 tl 8 grivna şimdi ne kadar bakmak lazım)


bazılarını fotoğrafını çektiğim menülerden, bazılarını ise hatırladığım kadarı ile yazdım. çıkarımını kendin yap işte ..

Gecen yil temmuz ayi:

-150gr civari biftek + biftekli salata + ukranian borsch corba + 1 taze sikilmis meyve suyu + 1 ice tea + su, havali bir restoranda 37tl civari tuttu:)

-Bira publarda 2,2tl civari idi, en pahalisini 5-6tl ye aldim. En pahalisiydi o da.

-Biftek falan yerseniz ogle yemegi 25tl-30tl, yerine gore 18-20tl. Normal yemekler yiyim derseniz 10-15tl yi gecmiyordu.

-Cafelerde kahve cesitleri 6-7-8tl civarinda dolasiyor. Tatli cesitleri de o civarlarda.

-prepaid simcard 4-5tl ye alip 4-5tl civari da kontor yukleyip epey internete girmistim.

Bu soyledigim fiyatlar guzel mekanlardaki fiyatlar, biraz daha kenar kosedeki mekanlara gderseniz daha da dusuyor fiyatlar.

Gecen yil temmuzdan bu yana grivnanin turk parasi karsisinda degeri %20 artti. Bu fiyatlar uzerine %20 daha ekle.

Murat Şen imiş, merak edenler veya daha sonra aratacaklar için bu bilgi de burada dursun.

Murak Şen aynı zamanda Jack Sparrow'un da sesi.
Bu sıralar Nat Geo'da Fatih Özacun, Barış Özgenç, Talha Sayar, Selçuk Kıpçak gibi sanatçılar seslendirme yapıyor duyduğum kadarıyla.

care bootcamp

kullandigin isletim sisteminin adi mac os. macbook mac'lerin bir modelinin adi. macbook pro, macbook air, mac mini, imac, mac pro gibi baska modelleri de var.

bilgisayara windows kurup çalıştırıyorsunuz. bilgisayar yavaşlamıyor merak etmeyin. sadece osx'in akıcılığına alıştınız için öyle gelebilir ama performans değerlerinde pek bir düşüş olmaz.

Bilen birisi anneye anlatır gibi anlatabilir mi?
İnternetten okuduklarımı nasıl yorumlayacağımı bilemedim. Fazla teknik kalıyor benim için.
Bunlardan hangisini yükleyeyim:

1) store.vmware.com&src=WWW_eBIZ_productpage_Fusion_Buy_EU

2) store.vmware.com&src=WWW_eBIZ_productpage_FusionPro_Buy_EU

3) www.parallels.com (Bu sayfada da 3 tane seçenek var.)

performans istiyorsan bootcamp tek secenek. digerleri icin en az imac lazim ki tad versin. bootcamp yapmak cok kolay.

border collie, en zeki köpek cinsidir. aynı zamanda da çok enerjik ve hareketli. evde beslemek hiç uygun değil.

border collie çoban köpeğidir. genlerinde gün boyu koşup koyun kovalamak var. eve alacaksanız hayvana yazık etmeyin. başka cins seçin

barinaklarda kirmasini bulun bence, yine zeki olacaktir ve muhtemelen ev ortamina daha uygun. bende var bir tane kurban oldugum.

hiçbir şey olmaz. gitsin takılsın. pazartesi'ye kadar hakkı varsa kimse gel arkadaşım gidiyoruz diyemez.

Havaalanında inzibat varsa ve giden kişinin asker olduğunu anlamışlarsa eğer her şekilde alırlar, teslim tarihi önemli değil oraya gitmişse alırlar, kaçış yok yani ondan.

Arkadaşın izin belgesi ile gidecek nasıl olsa. Teslim tarihi pazartesi ise sorun yaşamaz.

bu soruyu herkese değil, kıbrısta askerlik yapanlara sorsaydınız keşke. mesela istanbulda inseniz sizi hiçbir inzinat karşılamaz. mesela ben doğuda askerlik yaptım, sık sık giderdim havaalanına ama hiçbir zaman askeri almak için inzibat bulunmazdı. bence kıbrısta da olmayabilir. günümüzde artık tehlikeli bölgelerde oluyor bu. ( %100 emin değilim) terörün olmadığı yerlerde inzibat olmayabilir.

İnzibat zorla tutup kolundan goturmuyor

sizin ilacınız elektrikli traş makinesi.

makine +1

Elinin ayari varsa elektrikli testere de bebek poposu kivamina getirebilir

İhtiyacın olan şeyler şunlar:

cdn.hiconsumption.com

st2.myideasoft.com

www.dermomedika.com

4.bp.blogspot.com

ilacınız gillette fusion ve traş öncesi en az 3-4 dakika fırça ile yüzü köpüklemek. yüze sıkılan hazır köpükler yumuşatma konusun traş fırçasıyla boy ölçüşemez. arkonun kırmızı paketli eski tip sabunlarından alın.

sadece meraktan soruyorum, bu bebek poposu prüzsüzlüğü ne için acaba :D

edit: arkadaş bir üstte bütün gerekli şeyleri vermiş. şahsi kanaatim jilet fusion ile devam etmen yönünde

Angelus+1

Ustalık gerektirir bilekten oynat jileti daha rahat alırsın.

makine de aynı şeye sebep olur muhtemelen. ben ikisini de denedim. aynı. sakalın çıkış yönleri biraz karışıksa hele boyun bölgesinde o tahrişten kurtulmak zor.

angelusun resmini attığı o kremli tıraş sabunları ile tam kıvamında oluyor ama uygulamada da sıkıntı olabilir. tıraş öncesinde de 1 dakika yüzünü ılık suyla yıka ardından fırçayla köpüğü iyice yay yavaş yavaş, sonra soğuk suyla yıka, ardından da isteğe bağlı kolonya.

boyun bölgesini hep tersten alman gerekiyordu zaten :/ bir ters, bir düz kestiysen sürekli, belki ondan tahriş oluyordur.

yurtdışında iş bulma arefesinde olan birinin dövizli askerlik seçeneği varken dönüp normal askere gitmesi kadar mantıksız bir şey duymamıştım. hele ki bu savaş ortamında. neyse gelelim cevaba. bildiğiniz diller falan pek fark etmiyor. mühendislere uzun dönem çıkma olasılığı çok yüksek. düşülecek yerse tam bir piyango. ama o piyangoya ikramiye vurmaması ihtimali çok yüksek. kolay gelsin.

o dövizli askerlik için minimum 3 sene çalışmak gerekiyor ki dediğim gibi farklı meselelerden ötürü göz önünde bulunduruyorum zaten bu konuyu.

dediğinin aksine benim sınıftan uzun dönem yapan sadece 2 arkadaşım var ki biri gönüllü olarak 12 ay yapmak istedi diye hatırlıyorum. gerisi hep kısa dönemdi.

www.dodomoda.com ürünler genel olarak lezzetliler, fakat servis yoğunluğa bağlı olarak epey düşebiliyor.

fiyatların uçukluğu göreceli bir şey, ayda yılda 1 kere dışarda kahvaltı yaptığım için buraya verdiğim para çok koymuyor.

juliet kitchen.

van kahvaltıcısına gitmede neresi olursa olsun.

Juliet varken dodo'ya gidilmez bi çaya 3 lira verilecek bi mekan değil orası. Bildiğn tek büfe gibi bi yer itiş kakış falan bi de çay 3 lira 3 ne arkadaş çaya 3 lira vereceksem boğazı görmem lazım benim.

kesinlikle Naga Putrika kahvaltıcısı

www.zomato.com

burayi kesfettikten sonra baska yere kahvaltiya gitmemeye basladim.

mümkün diyıl de.

olmaz cnm de. o da şimdi arttıracak değil de belki saf çıkarsınız diye şansını denemiş :)

o muhitte kiralar düşseydi hadi gelin sizin kiranızı biraz azaltalım demeyecekti. o yüzden pirim vermeyin.

İndirimde anlaşmada bir şey yok, böyle şeylerde indirim yapması normal. 1 yıl dolmadan zam istemesi saçma, beklesin normal zamanında yasal zammını yapsın.

Zaten senden önceki kiracısıyla uğraşmış durmuş, ne güzel kirasını zamanında ödeyen kiracı bulmuş, astarını istemesin.

Zamanı geldiğinde "yasal" zammınızı yapın, fazlasına hayır deyin. İlla diretiyorsa da sözleşmenin bittiği tarihte çıkın evden. Kirasını zamanında ödeyen kiracıyı arasın bulsun ondan sonra, yasal olmayan 50 liranın muhabbetini yapmayı görür.

Toyotanın tam otomatik vitesi yok. DSG net 5 yıl götürür, Alman mühendisliğine güvenim sonsuz. Ama golfün bagajı çok küçük. Bu segmentte opel astra olabilir.

dsg öyle sorunlu kötü birşey değil baştan söyleyeyim. kendim 5 yıldır kullanıyorum ve hiçbir sorununu görmedim. garanti de yaptırırsanız sorun kalmaz. o rahatlık hiçbir şeye değişilmez. golf diyorum.

Sen burda yazılanlara bakma. Dünya alem kabul etti, mahkeme kararı bile var dsg nin gizli kusurlu olduğuna. Sakin ama sakın dsg ye bulaşma.

octavia +1
büyük bagaj istiyorsan.

80k butcem var diosun,git quashqai fln al o zaman aq.en kralini alirsin. honda civicler de iyi.

yeti

yeti

arabanız varsa yaşanır, arabaya mahkumsunuz. ama güvenli ve rahat bir sitedir.

Yaşanır da orada her ev başına 2 araba düşüyor. Ve araban olmadan sitede gezemezsin. Mümkün değil.

dediğin yeri bilmiyorum. ben zamanında iki farklı yere görüşmeye gitmiştim. maalesef iki yerde de bana karşı uygunsuz davranışlar karşısında seslendirme işinden soğudum.
iş imkanının düşük olduğunu söylemişlerdi. ben üstüne para veririm bile dememe rağmen. bunu iş olarak istemiyordum.
bu dublaj piyasası biraz ilginçmiş. para konusunda çok bir kazanç beklentisi içinde olmayın. sözlükte yazar arkadaşımız (bkz: gevshek) seslendirme yapıyor diye biliyorum. eğitimi var. belki yapan birine sormak daha mantıklı olur.

başkent iletişim alanında en iyisidir. bende seslendirme yapmak istediğimi söylediğimde oyuncu eğitmeni bi hocam önermişti. mezun olunca dublajlarından bir demo veriyorlar sana. iş garantisi yok tabi ama anlaşmalı yerlere yönlendiriyorlar. ben parayı ayarlayıp gidicem.

gideceksen başkente git bence.

Alanında tekel olmuş bir yer orası. İş imkanı sağlamazlar ama geçerli bir sertifikanız olur. Ses renginiz çok iyiyse iş bulursunuz aksi halde kursa üçbin lira verip o kursa gittiğiniz süre kadar çalıştığınız bir işte de belki elli lira yüz lira kazanırsınız.

Seslendirme işi kemikleşmiş bir piyasaya sahip. Öyle dışarıdan giremezsiniz. Girdiğiniz işler kademece en ucuz olanları olacak ve zamanla daha iyilerine de ulaşamayacaksınız.

Tiyatro bölümü mezunu olup hiçbir diksiyon sorunu olmayan ve ses rengi de oldukça dikkat çekici insanlar bile iş bulamıyor bu piyasada.

insanların meslek olarak ücret alarak para karşılığı yaptığı işe üzerine para verir yaparım diyen kimseler olduğu sürece yeni gelenlere sıcak bakmadıkları doğrudur. zor çetin bir piyasa, tüm türkiye'nin işlerini yaklaşık 250-300 kişilik bir grup yapıyor. çok büyük bir yeteneğiniz ve kimsede olmayan bir sesiniz olmadığı sürece boşuna beklenti içinde olmayın derim. ustalaşmak yıllar alıyor.

oh karşim iyisin. metroya biniyosun. bostancı'da iniyosun. 5 no'lu çıkıştan (altıntepe) çıkıyorsun. 3 (üç) dakika dümdüz yürüyorsun. ve sporium'a giriyorsun. orada havuz var.

fiyat falan bilmem. tenis de oynuyolar onu biliyorum bi de.

terchi edeceksen sozlukteki sporium yorumlarını okumanı tavsiye ederim.

acıbadem jatomi iyi bir tercih olabilir. havuzu gayet güzel

kadıköy srv müzik'e bırakın. iyi bir gitarsa hemen satılır.

doğurmuş olabilir mi?

@azizakın
Erkek.

çevrede başka köpek varsa hamiledir o ya da doğum yapmıştır. onu koruyordur. insanları kendi bölgesine tehdit olarak görmüyor. yani burası benim bölgem kimse giremez kafası yok.

onun dışında birkaç insan saldırmış olabilir ya da hastalık vs. artık.

birisi zarar vermiş olabilir. özellikle öyle araba falan hafiften vurduysa acayip tepkiler verebiliyorlar.

Arabayı felan kovalaması kabul edilebilir ama çocuklara karşı da aynı tavı göstermesi açıkçası komşularınıza hak vermeme neden oldu.

Köpek belediye tarafından kısırlaştırılmış küpeli bir köpek mi? Eğer öyleyse komşuların şikayeti işe yaramaz. Değilse, belediyenin veteriner hizmetlerini arayıp kısırlaştırılmasını sağlayabilirsiniz. Daha sonra köpeği aldıkları yere geri bırakıyorlar ve komşular hukuki olarak yine bir şey yapamıyor.

çocuk kovalayan bir köpeği hoş görmek ne yazık ki mümkün değil. çok seviyor ve önemsiyorsanız ki böyle olduğunu düşünüyorum ya sahiplenip evinize alın ya da ona tellerle çevrili olur, bağlı olur bir yer yapın ya da bir barınağa yönlendirin lütfen. aynı zamanda arkadaşların dediği gibi aşılı ve kısır olup olmadığını da kontrol ederseniz iyilik yapmış olursunuz. onu beslemeniz çok güzel ama yeterli değil ne yazık ki.

@cevirmenin notu
Kulağında küpesi var ama kısır mı değil mi bilemiyorum.

@faideli bilgiler
İki yıldır burada bu köpek. Yanındaki kedilere bile sesini çıkartmayan beraber yemek yiyen bir köpekti. Son bir aydır böyle. Şimdi ben neden böyle olduğunu anlamadan böyle bir köpeği komşunun lafıyla bağlayamam. Ayrıca eve alma gibi bir durumumda yok.

çocuklara söyleyin köpeğe sataşmasınlar.

muhtemelen kaldığı yerden rahatsızlık duyan birileri vardır sizin görmediğiniz zamanlarda rahatsız eden. çocuklar maalesef dokunma pis vs. diye büyüten ebeveynler sayesinde hayvanları canlı gibi görmediklerinden sokak hayvanlarına eziyet edebiliyorlar. köpeğin tepkisi bunlardandır. bulunduğu yerin güvenli olduğunu hissetse havlamaz. vazgeçirme yolu olarak köpekle bir süre sokakta gezin her havladığında uyarın. bir de yattığı yere insanların girmesini engelleyin.

Adamlar ceplerinde 1 cent olmadan yapiyor bu isi

O nasıl oluyor?

Mars'a bile gidersin kalan parayla.

ben bir ayda 1000 euro'ya avrupayı gezdim, ulaşım masraflarını da eklersen, 15-20 bin euroya dünyayı çok rahat gezersin.

Bir de ben konuyla ilgili birkaç blog okumuştum böyle bir planım olduğu için. Çoğu ortalama 20/30 bin dolarla bu işi hallediyorlardı. Keyfine göre bu fiyat artabilir de düşebilir de tabii. Yani şöyle söyleyeyim: Planını programını buna göre yapıp 1 sene önceden uçak biletlerini alıp bilet fiyatlarını çok cüzi miktarla çeken insanlar vardı. Her şey planla programla ucuz seyahatin inceliklerini keşfetmekle alakalı biraz.

O paraya saniyede 7,5 kez Dunya'nin etrafini dolasir, bir de 7 takla atarim ben.
Saka bir yana, o parayla cok rahat yapilir Dunya turu. Hatta iki kisi Dunya turu bile yapilir istenirse.

gezerken üretirsen çok daha ucuza bile gezersin.
örn. müzik aleti çalmak.

dünya turu için sıkıntı para değil zaman bulabilmek

gezersin tabi hem de bir kaç kez. couchsurfing kullanırsan çok çok daha ucuza gezersin

www.baskaturlubirsey.com

hatta direkt şöyle vereyim, www.baskaturlubirsey.com -> "13 ayda yaptığımız harcamalar kişi başı 33 bin TL civarında"

anasını ağlatırsın öyle diyim

2011 modele kadar olan dsglerde sıkıntı vardı diye biliyorum ben, 2012 sonrasında bu sorun cozulmustu, ama kesın bılgı degıl arastırmakta fayda var.

ya sacmalamasinlar dsg de sorun falan cikmiyor, dsg baya guzel bir vites sistemi. oyle olsa dsg li araclarin fiyat farki 5-10 bin lira fazla olmaz az olurdu di mi 2. ellerde de 0 km araclarda da.

eksisozluk.com

Suna bak diger entrylere de bak hatta

2014 itibariyle dsg ler ikinci nesile geçti. öncekilerde sıkıntı çıkma ihtimali var. dsg zedeler var tüm dünyada. ama vag grubu 2014 itibariyle ikinci nesle geçti. bende de yeni makyajlı 2014 1.2 tsi dsg polo var. garantisi olması rahatlatıyor.

eksisozluk.com

6 senedir dsg şanzumanlı araç kullanan biri olarak için rahat olsun dostum

2. Nesilmis 5. Nesilmis hikaye. Her yeni nesilde ayni seyi soyluyor. Simdi dsg on numara birsey. Buyuk rahatlik. Dsg yi kullan daha da manuel almazsin. Yakit tuketimi manuel ile neredeyse ayni.
Gelelim sorun olayina. Kendim ve cevremden sunu tecrube ettim. Sakin, adam akilli kullanan kisilerde problem yok. Ama dip gaz kullanan birisi ise bu dsg sana gore degil. 10binde kavrama degisir. Garanti suresinde proble yok ama garanti biterse iyi niyet garanti adinda bi boklari var ve ona dahil etmezlerse 10-20 bin para isterler.
Kendimden ornekleyeyim direk, suan 20binde arac, binde bir dip gaz yaparim. Genelde sakin kullanirim. Suana kadar problem yapmadi ama yapmayacak degil tabi de ;)
Yakin arkadasimda golf dsg. Hayvanin tekidir, arabayi da zaten babasi aldi. 5bin km de kavrama yedi. Suan araba 15binde 3 defa kavrama degisti.

5 yıldır dsg kullanıyorum. canavar gibi. düzgün kullanan biriyseniz hiçbir sorun çıkmaz.

ben olsam ikinci el alırdım. leon, golf bakabilirsin.

vag'ın otomatik araçlarını almayın, hele 2. el hiç almayın

(bkz: `dsg`)

corolla güzel. 1.4 dizel kasayı çeker mi bilmem ama aklınızda bulunsun.

onun dışında sıfır dizel otomatik o paralara peugeot falan olabilir.

düzenli bakımı yapılmış ve sorun çıkarmamışsa pek tabii de dsg alabilirsiniz. ben 5 yıldır dizel dsg kullanıyorum en ufak bir sorun yaşamadım. vw tavsiye ederim.

ikinci el güzel bir jetta al.
dsg tamamen şans işi, bizim peder 3-4 yıl jetta dsg kullandı (benzinli) problem yaşamadı.

yakin zamanda ikinci el almis bir insan olarak diyorum ki

babanin arabasini almayacaksan git sifir al

10 kagıt daha ayarla yeni leon'u yapistir.

Dsg artik daha güncel, eski sorunları yok. 2010 golf'de vs sorun yaşayabilirsin.

Toyota derim ben. Hondada dizel yok, ww de otomatik yok.

Bellevue'deki yerine 1 ay gittim epey memnundum gayet modern şık ayrıca sıra falan yoktu tertemizdi hocalarda çok da ilgiliydi ben özel ders almadım. akşam saatlerinde gittiğimde de yer buluyordum.
askerlik nedeni ile vazgeçmiştim yıllık üyelikten ancak yine istiyorum.

Akasya iyi.

şubeden şubeye çok değişiyor böyle şeyler.

ben forum marmara'dan hiç memnun kalmamıştım. istanbul forum ise fena değildi misal.

açıldığı günden beri akasya üyesiyim, gönül rahatlığıyla üye olabilirsiniz.

bizim buraya gel. maltepe-adatepe

ankara'dan alır, kirasıyla istanbulda ev kiralarım.

Beylikduzunden alırdım

bu paraya tek bir ev almak zorunda mıyız? eğer öyleyse,

oturmak içinse kadıköy moda tarafından alırdım,

yatırım için 1 milyona ev almam zaten.

yatırım değil oturmak için diyelim. ve tek bir ev evet.

Oturmak için ise ya Moda'dan alırdım yada Yeşilköy'den.
Toplu konut denen ucubeler bana göre değil.

Moda veya Fenerbahçe tarafina bakardım. Belki Caddebostan tarafları da olabilir. Avrupa yakasını iyi bilmiyorum ama Yeşilköy de güzeldi
.

oturduğum evin sahibine reddedemeyeceği bi teklif yapardım

ataşehir

not: otopark sorunu, çocuk parkı ve yeşil alan sorunu olmayan bir yer şart

2. köpeği almayın. akita hiç almayın. mevcut köpeğinizi düzeltmeniz daha faydalı olacaktır. köpeklerde arkadaşlık gibi kavramlar yoktur. cocker fiziksel olarak üstün olduğu yere kadar diğer köpeği ezecek, diğer köpek gücünün farkına varınca cocker' ı pestil edecektir. yazınızdan anladığım kadarıyla da deneyimli bir köpek sahibi değilsiniz, bu durumu eşitleyemeyecek ve iki mutsuz köpeğiniz olacak.

bu arada akita koruma köpeği değildir, inuit'tir. arctic ırktır. düzenli olarak fiziksel olarka çalıştırmanız gerekir. aksi durumda evdeki cocker' ı yiyecektir.

Sadece 1 tanesinin kisirlastirilmasi aralarindaki sorunu cozmeyecektir bu kesinlikle dogru degil. Kisirlastirilan digeri karsisinda cok fazla ezilecektir. Kisirlastirilmamis kopekler senede 2 kere ciftlesmek zorunda, eger ciftlesmezlerse husran duygusu hakim olur ve biriktirirler de bu duyguyu. Bu da baslarini belaya sokmaya, insana hayvana saldirmaya yersiz havlamalara vb agresifliklere sebep olur. Siz direkt su anki kopeginizi kisirlastirsaniz sorunu cok buyuk olcude cozeceginize inaniyorum. Kopeklerde arkadaslik yoktur gorusune katilmiyorum. Eger ikisi de kisirlastirilirsa bir ekip olabilirler. Yine de digerine goz kulak olma amacliysa 2. kopege gerek yok. Kopeginizi kisirlastirip biraz egitim odakli calisirsaniz sorunu yuzde 90 oraninda cozersiniz 1 ayda.

@galahad

cevap için teşekkürler. öncelikle şunu belirtmek isterim, deneyimli bir köpek sahibiyim. köpekleri bir tür olarak yakından tanıyorum. Bir köpekte davranış bozukluğu gibi sorunları köpekle geçirdiğim on dakika içinde fark edebilirim (sadece sorumu yanlış anladığınızı düşündüğüm için bu ayrıntıya girdim). O konuda bir sıkıntım yok. Sadece işin daha teknik olan, yani köpeğin türüne has olan özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum. Mevcut köpeğim, erkek dişi ayırt etmeden herkesle oynayabiliyor ve emin olun bu köpeklere "agresif" diye nitelendirilen türler de dahil. O yüzden mevcut köpeğimi düzeltmemi neden önerdiğinizi anlamadım. Başını belaya sokuyor dediğim için öyle söylemiş olabilirsiniz. Bu biraz esprili bir tanım olsun diyeydi sadece, ara sıra sorumsuz insanlar yüzünden saldırı riskine düştüğünü anlatmaya çalıştım sadece. Farklı bir anlam kattıysam affola.

Akita koruma köpeği derken şunu kastettim, öncelikle Akita Inu'dan bahsetmiyorum. American Akita, bambaşka bir tür olarak değerlendiriliyor ve literatürde "First class guard dog" olarak geçiyor. Guard dog terimini "koruma köpeği" olarak yanlış çevirmiş olabilirim; zira guard dog, daha ziyade bekçi köpeği gibi bir anlam taşır yanılmıyorsam ve daha ziyade alan koruması yapar ve birisi geldiğinde size haber verir. American Akita ile Akita Inu, yani Japon Akita diye de geçen türlerin, bambaşka özellikleri olduğunu fark ettim. Bir de şu var, köpekler birlikte büyüdüğü başka bir köpeği asla yemez. En fazla üstünlük kurma çabası olur. Köpeklerin doğası gereği bireysel hayatları olmaz ve yalnız yaşamazlar. Dediğim gibi en fazla alfa köpek olmak için yarışırlar. Konudan sapmış gibi olduk biraz ama kısacası, American Akita yetiştirmesi zor olan bir ırk mıdır (inatçlılık olarak) ve ne yaparsam yapayım erkek bir Akita, Cocker ile hırlaşır mı? bunu sormak istemiştim. Yoksa, dişi bir Akita ALlah olsa benim cocker'ıma bir şey yapamaz. Bundan eminim.

Ayrıca, enerjisini atması gereken bir köpek olduğunun farkındayım merak etmeyin. Ama köpeğimle ilgileneceğim bolca zamanım var ve bunu halledebilirim sanıyorum.

Bir de şunu sormak isterim, 2. köpeği almayın diye başlamışsınız. 2 köpek beslemek ne açıdan zordur daha ayrıntılı yazar mısınız vaktiniz varsa? Çünkü 2 köpek hatta daha fazlasını besleyen tanıdıklarım var.

@kegums
Teşekkürler. Kısırlaştırma olayı bana da garip gelmişti zaten. Ama "galahad"a da yazdım, sanırım kendi köpeğimi sorunlu bir köpek gibi anlatmışım. Çünkü benim köpeğim, gayet oyuncu ve uysal bir köpek; ama bahsettiğim gibi yaşadığım yerde çok fazla köpek sahibi var ve köpeklerin koşturabileceği yeşil alanlar da çok fazla. Bu yüzden köpeklerin tasmalarını açıyoruz parklarda ve mesela pitbull'u olan bir adam da aynısını yaptığı için, atıyorum ben köpeğimle parkta takılırken bir bakıyorum arkamdan bir rottweiler koşarak gelip köpeğimi koklamaya başlıyor tanışmak amaçlı. Genelde uysal köpeklere rastlasam da, arada hırlayan, havlayan köpeklere de denk geldim. Benim köpeğim de erkek olduğu için asla üstün gelmeye çalışan bir köpeğe boyun eğmiyor doğal olarak. Kısacası olur da kötü bir deneyim yaşarsak diye göz kulak olsun deyimini kullandım. Ama verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.

O değil de benim İngiliz cocker 7 aylık kızım var ilerde görüşelim :)

@isikarkadasim, hehe, görüşelim :) Benim oğlum çok yakışıklı ama ona göre :)

hem deneyimli bir köpek sahibiyim diyorsunuz, hem de korumacı güçlü bir köpek alayım da küçük köpeğimi korusun, saldırgan bir köpek geldiğinde benim büyük köpeğim de ona saldırsın diyorsunuz. bu kadar saçma bir şey duymadım. sizin ego tatmini için saldırganlığa yatkın ırk besleyen o tiplerden ne farkınız kalıyor söyler misiniz? köpeğini öncelikle üretmeyecekseniz her sene düzenli olarak, kısırlaştırın. daha sonra sosyalleştirme becerileri üzerinde çalışın. köpeğinizin büyük bir köpeğe teslim olması kötü birşey değildir, hem onun hem de sizin sağlığınız açısından iyidir. bunda gurur yapacak birşey yok. siz başlakarını boşverin, kendi köpeğinizi eğitin önce. sorun kalmaz.

@faideli bilgiler

öncelikle şu her büyük köpek besleyen insana "ego tatmini yapmayın" cümlesini kullanmaktan vazgeçin bence. eğer o kafada bir insan olsaydım, cocker spaniel değil herkes gibi pitbull beslerdim. bunu beşyüzüncü sefer bu sayfada yazıyorum, benim köpeğimin diğer köpeklerle hiçbir sorunu yok; ama agresif bir rottweiler'a rastladığımda ne yapacağımı bana söyler misiniz? O köpeğin sahibi 5 saniye içinde köpeğini çekmezse benim köpeğim ölür bunun farkında mısınız? Ayrıca benim köpeğim 3 aylık olduğundan beri yani 9 aydır, her gün en az on köpekle bir araya gelip oynayan, sık sık oynadığı oyun arkadaşları olan dünyanın en sosyal köpeklerinden birisi. Saldırganlığa yatkın ırk diye bir şey yoktur, kafanızdan bir şey uydurmayın. Cocker spaniel da çoğu listede agresif ırk olarak geçer; hatta bir üniversitenin yaptığı istatistiğe göre cocker spanielların saldırdıklarının %40'ı 10 yaşının altındaki çocuklardır. Bu tarz bilgilere bakarsanız her köpek saldırganlığa yatkındır. Köpeklerin artık bir birey olduğunu öğrenin, nasıl eğitirseniz o şekilde davranırlar. Köpekler içgüdüsel olarak "master" olarak gördüğü kişiyi korur, sahiplenir; ama bir cocker spaniel bir adama saldırsa bile çene gücü olmadığından o insana zarar veremez ama bir rottweiler o adamı perişan edebilir. Bu yüzden rottweiler daha agresiftir değil mi? Sizin düşünce yapınız işte bu kadar sığ. American Akita, "Guard Dog" sınıfına girer ve bunun saldırıyla bir alakası yok, tamamen koruma yapar. Yani atıyorum, benim tavşan kadar köpeğime sen at gibi bir hayvanı yollarsan ve o da saldırmaya kalkarsa, Akita o anda "hoop! bi dakka!" deyip karşısındaki devasa hayvanı uyarır. O arada ben zaten benim ufaklığı alır ortamdan uzaklaşırım. Olay bu kadar basit. Benim bir köpek kadar hızlı reflekslerim olsa zaten bu tarz sorunlar yaşanmaz. Ama dediğim gibi, bir pitbull için benim cocker'ım 5 saniyede boğup bırakabileceği bir hayvan. Ayrıca kendi köpeğimi eğitirsem sorun kalmaz demişsiniz, arkadaş daha açık nasıl konuşabilirim. Burada insanlar zaman zaman köpeklerini tasmasız gezdiriyorlar ve devasa bir köpeği bir anda yanıbaşımda bulabiliyorum o köpek saldırgan bir köpekse benim köpeğim eğitimli olsa ne olur, paramparça edip bırakır köpeği orada. Ayrıca konu o bile değil, ben tamamen alacağım köpek benim köpeğimle anlaşır mı? Daha önce iki köpeği bir arada beslemedim, tecrübesi olanlara ve Akitalar hakkında bilgisi olanlara soru sordum. Her büyük köpek veya koruma/bekçi köpeği besleyen insan niye "serseri" yaftası yiyor bu ülkede, bunu da anlamış değilim. Yani bir Kangal'ın, American Bulldog'un canı yok mu? Onların da yuvası olursa bir yerleriniz mi incinir?

ama labrador çok güzel hayvan yaaa.
hatunun haklı<3

Cevap veriyorum.preso canario.pesinen uyariyorum kendisi yapmaz yannda yilisiklik yapilmasina musade etmez.seninde agirbasli olman gerekir .o derece.

Bahcede bakmayacaksaniz ses sorunu ve salya sorunu olmadigi icin ayrica dediginiz gibi agirbasli oldugu icin labrador iyi tercih olur. Bekcilik vb gorevleri ogretebilirsiniz. Evde bakacaksaniz tek sorun buyuk irk olmasi soyle devriye gezebilecegi bir alani da olacaksa tercihinizi labradordan yana degistirmenizi tavsiye ederim.

German shepherd evde kalmak icin fazla cevik ama kopek dedigin citlerin uzerinden ziplayip attigim hedefi getirecek, buz gibi suya girip cikip gomdugum kemigi kumlardan cikaracak gibi dusunceniz varsa yani tamamen itaat etmeye programli asker ruhlu bi sey istiyorsaniz hayatinizda o daha cok uygun olur.

Bence sehir icin yilisik isteniyorsa golden, agirbasli isteniyorsa labrador, gorev adami isteniyorsa german, karizmatik lider isteniyorsa husky olur.

köpeğin karakteri size ve nasıl eğitildiğine de bağlı ama belli başlı bekçilik yapabilecek cinsler var tabii. "dogo" olabilir mesela ama büyünce zaptetmesi zor bir cins. çok iyi eğitmek lazım ve zeki cinsler arasında değil.

alman çoban köpeği en zeki köpekler arasında ve bekçiliğe yatkın. labrador bekçi köpeği olabilecek cins değil pek. ama köpeğin karakteri artı eğitimle alakalı tabii bunlar.

bol bol araştırın. biçok cins var. kriterler sadece bunlarla kalmaz.

şimdi şöyle bir ek yapayım, köpek eğitimi konusunda tecrübeliyim, köpek edindiğimde de gayet disiplinli bir eğitim programından geçireceğim.

rottweiler, dogo argantino gibi ırklar türkiyede ticari amaçla üretiliyor ve satılıyor o açıdan 'rottweiler' denilebilecek bir köpeği edinmek için nereden baksanız 700-800 lira civarı bir parayı gözden çıkarmak gerekiyor, bu da maddiyata bakan bir şey.

hani asıl merak ettiğim nokta şu, koruma yapabilen ırklar haricinde örneğin labrador hizasındaki ırklarda bana uygun olabilecek bir köpek var mıdır?

bir de ankara civarında köpek edinebileceğim düzgün bir yer tavsiyesine ihtiyacım var, ekleyebilirseniz çok güzel olur.

boxer, rottweiler, american pitbull. sert görünse de gayet uyumlu köpeklerdir güzel eğitilirlerse.
insanımızın beğendiği sevimli, gülen köpek kategorisine girmiyorlar ama istediğin özelliklere uygun bunlar geldi aklıma. labradoru şımartırsan gayet yılışık olabiliyor.

Rhodesian Ridgeback olabilir ama bulabilir misin bilmiyorum. German shepherd mantıklı dediğin gibi. Onun dışında genelde agresif ırklar var seçebileceklerin arasında. Bullmastiff falan. Bir de Great Pyrenees var.

eğitim konusunda tecrübeli olduğunuzdan yola çıkarak, bir veteriner hekim olarak ben de alman çoban köpeği'ni tavsiye ediyorum.

verilecek disiplin ve eğitim sayesinde çakı gibi olurlar.

dünyadaki bütün polis birimleri laf olsun diye alman çoban köpeği'ni tercih etmiyor. yılışmaz, disiplinini bozmaz, tav olmaz.

yılışıklığın cinsle alakalı olmadığını öğrenmekle başlamak lazım. yılışıklık köpeğin şahsi karakteri ile sahibin genel tutumunun bir sonucudur ve ırk bazlı bir durum değildir. her ırktan yılışık köpek kolaylıkla elde edilebilir. yılışık köpekle sosyal köpek de farklı şeylerdir bu arada. türkiye'de hemen hemen dünyadaki çoğu cinsin iyi örnekleri bulunabiliyor bu arada. biraz daha araştırmakta fayda var.

gidin hediyelik malzeme satan bi dukkana bi pelus alin siz. eve esya aliyosunuz sanki. barinaklar kopek dolu klisesini soylemek zorundayim. oradan kopek alip beslemek sevmek onun da seni sevmesi.... kardes labrador alacaksinda ne olacak yani kime sekil yapacaksiniz veyane isinize yarayacak. barinaklar guzel sevimli kopeklerle dolu hemde bedava. kopege yaptigin iyilik bi kenara eziyet eden hayvan tuccarlarina para kazandirmaman ayri bi guzellik. icinin huzuru da ayri..

bunun haricinde agirbaslilik yilisiklik insanda oldugu gibi hayvandada karaktere gore. yani onunda garantisi yok yine vakit harcaman gerekecek. hem yilisik olmasin hem bekci olmasin demissin ayri bi celiski ama alman coban kopegi one cikti genel olarak soylediklerine gore.

@zzrex yahu ne saçma sapan konuşuyorsunuz siz? karşınızdakini tanımazsınız etmezsiniz yahu, ne bu itici saldırganlık?
barınağa gidip "sevimli" görünen köpeği almanın erdem olduğunu mu düşünüyorsunuz siz? hıhı, evet çok haklısınız. hiç şekilci değilmişsiniz kardeş.

safkan labradorum var benim. barınaktan sahiplendim kendisini, görmemiştim bile. yardıma en çok ihtiyacı olan labrador bu dediler, yaşlı olduğundan talibi olmuyormuş. 5 yaşında diye aldım (evime glene kadar görmemiştim bile kendisini) 7-8 yaş civarında çıktı. kurban olurum kendisini hiçbir şeye değişmem. şükrediyorum aldığım için, ben almasam çok erken ölürdü muhtemelen ama, ben erdemliliğimden mi aldım? hayır efendim ihtiyacımı karşılayacak olması-labrador olması- öncelikliydi benim için. kusura bakmayın ama evde kedini< varsa alacağınız köpeği şansa bırakıp sokak köpeği alamazsınız. ben alamam en azından, çenesi güçlü bir hayvan çıkıverse, alışana kadar kediyi paramparça edebilir. yine bunun gibi sebeplerden eğer şu anki köpeğimin kedilerle yaşayabileceğini bilmesem alamazdım, bir arkadaşımın kedileriyle deneme süresi geçirdi, kediyle alışkın olduğnu görünce aldık hemen. eğer ırk göz önnüne almayacak olsaydım bile, anasının altından almam gerekirdi köpeğimi, bebeklikten alıştırabilmek için, barınağa gidip herhangi bir köpeği eve almak öyle o kadar kolay bir şey değil. size ne kadar basit geliyor yahu bunlar?

gelgelelim mackinaw insanı (<3) şu duyurudaki insanların çoğundan çok daha hayvanseverdir ve kaju adında dünyanın en tipsiz köpeğinin de sahibidir. tipsiz derken, hani sevme tipsizi değil, sokakta görseniz ay ne sevimli diyip başını okşayacağınız bir köpek değildir kendisi. (dostom biliyon ben hayvanı tipiylen değerlendiren biri değilim, bunlar hep nesnel gerçeklik işte. he pug hariç, onların ağzını götünü yerim tipinden dolayı evet) koruma görevini yerine getirmeyecek ve yılışık bir köpeği halihazırda bulunan sevgili dostum bu ihtiyaçları için bir köpek aramaktadı ve merdivenaltı üretim yapan, sırf para için hayvan sağlığıyla ilgilenmeyen işletmelere prim vermemek için de oturup çiftlik araştırmaktadır.

bazen ben hayvanseverim diye cins köpeklere karşı ırkçılı yapıyorsunuz, ben deliriyorum. amk hayvan cins diye yaşama hakkı, sevilme hakkı yok mu lan?

hocam bende bakaya kaldım. hemen alırlar zannediyordum askere adamlar tam 1 sene sonraya celp verdiler. askerlik şubesine bir telefon aç sor (kendi askerlik şubene yabancıya değil) 15 gün içerisinde teslim olmazsan ne olur dersen hakkında dava açarlar bakaya kaldığın süreyi hesaplayıp para cezası verirler. kolundan tutup askere götürmezler.

hemen askere alma diye bi şey yok artık. önceden asker kaçaklarını (bakaya değil) yakaladıklarında önce askeri mahkemeye sonra da askere gönderiyolardı. artık o da yok. celp dönemini kendin seçebilirsin.

Açıköğretim 3. sınıf maalesef. daha en az 1.5 senem var bitirmek için. aslında ben bedelliyi bekliyordum ama yakalandık :D
Kendi askerlik şubem taa ığdır'da. oraya mı gitmem gerekir? yoksa istanbul'da oturuyorum buradan halledebilir miyim? kendi kütüğümün olduğu şubeye gitmemin bana bir faydası olur mu?

nerde ikamet ediyorsan ordan halledersin. kütüğünün bağlı olduğu şubeye gitmen bi şeyi değiştirmez.

arayıp sorun ama yüksek öğrenim bitirmediğiniz ve yaş sınırını geçtiğiniz için askere hemen alınmanız ve uzun dönem yapmanız yüksek ihtimal.ilk celpte askersiniz.

Arıyorum da ulaşamıyorum bir türlü askeriyeye. nereyi arasam çalıyor çalıyor cevap veren yok. En son genel kurmay başkanlığını aradım onlar da bir yere yönlendirdiler ama onlardan da cevap yok. ne illet bir şeymiş bu askerlik ya :D

Sol arkadaki gitarist caliyor gibi goruyorum ben.

iki gitar birden çalıyor fuat ve arkadaki eşlikçi. çift ses çalıyorlar, o yüzden fuat çalmıyor gibi geliyor ama aslında çalıyor, kayıttan değil..

fasulyeden protein ummak faydasız, balığa yönelin

Bahçeye falan salmayın, sokaklar kedi dolu zaten, bir 6 tanesine daha sebep olmayın. Kısırlaştırın. Doğasını bozmak falan değildir bu, ev kedisi ve şehirde yaşıyor, Masai Mara'da değil. İnsan ve kedi arasındaki tarihi etkileşimi yok sayamayız, biz evcilleştirdik süreç içinde, biz kısırlaştırıyoruz nüfusunu kontrol etmek için.

tüm doğacak yavrulara bakmak gibi birşeyi becerebilecek isen yahut da hepsini sahiplendirmeyi becereksen kısırlaştırmayabilirsin. yok yapamam diyorsan bir zahmet olarak kediyi sokağa salıp da sokakta sürünecek ve büyüdüklerinde daha da fazla sokakta sürünecek yavru kedi ortaya çıkarak yavru kedilere yol açma aymazlığını göstermeyiver.

kedin dişi değil de erkek olunca, ortaya çıkardığı yavrular senin sorumluluğundan düşmüyorlar.

Saçmalamayın, kısırlaştırmakla doğasını bozmanın ne alakası var? Doğum kontrolü de kullanmayın siz doğanız bozulmasın diye. Doğacak çocuklara bakan bulunur nasıl olsa... Sinirleniyorum böyle kulaktan dolma bilgilerle hareket edenleri gördükçe. Kediyi kısırlaştırın, başta kedinin kendisi olmak üzere herkes rahatlasın. Hormonal kanser riski de stresi de sıfırlanır. Kilo alımına karşı da kısırlaştırılmış kediler için olan mama vereceksiniz. Bu kadar basit.

kesinlikle kısırlaştırmak lazım.
yavruları sahiplendirmek bile yeterince iyi bir çözüm değil.
hali hazırda yavru kediler var zaten, onun yavrusunu sahiplenecek olanlar çoktan doğmuş olanları sahiplenebilirler.

sahipsiz kedi-köpek sayısı almış başını gidiyor.
yazık yani, sonra onlar sefil oluyor.

şimdi çiftleşse bile, yılda 3-4 kere kızgınlık dönemine girecek.
her seferinde çiftleştirmeniz gerekecek.
bir sonu yok bunun.
bir yılda yüzlerce yavru eder.
yavruların yavruları vsvs.
yazık günah.

kızgınlık dönemi bitince kısırlaştırın hemen.

kısırlaştırmak da nedir yahu ? sizin kedinin psikolojisini bozmaya ve allahın ona bahsettigi özelligi ondan almaya ne hakkınız var ?

bırakın kedinizi dısarı, rahat rahat ihtiyacını gidersin. hem sokaktaki disi kedi de cinsellikten mahrum kalmasın. yavrulara bakamazsın filan diyenlere de aldırma, allah onların rızkını verir.

bir kere dışarı salarsanız, hem sokaklarda ölecek gayrimeşru çocukları olur, hem çiftleşme oldukça sert bir rekabet ve mücadeledir gözü çıkmış kulağı yırtılmış hastalık kapmış şekilde dönmesi olası.
kısırlaştırma konusunda şüpheliyseniz, az biraz okuyun araştırın bence. hayvanın doğasını bozmak olduğunu düşünmüyorum, şöyle ki kısırlaştırma işlemi hayvanı aseksüel cinsiyetsiz bir garabet haline getirmez. yalnızca hormonları kızgınlığa girecek kadar aşırı salgılanmaz ve çiftleşme halinde yavru doğmaz. onun dışında kediniz bir erkek kedi olmaya devam edicek, bir eksiği olmayacak, eve sonradan bir dişi kedi alırsanız mesela kısır erkek kediniz onunla oynaşacaktır, ama yavru olmaz. üstelik kızgınlık dönemi hayvan açısından oldukça acı verici bir dönemdir, zira aşırı artan hormonları ve doğanın çağrısı hayvanları çıldırtır, sağa sola sürtüp tatmin olamadıkça özel bölgelerini tahriş etmesi sözkonusu olabilir. bahçeye salarsanız da bahçedeki dişilerden çok sizin oğlana yazık olur çünkü her bölgenin dişilerini döllemeyi görev bilmiş erkek kedileri sizin evde büyümüş süt oğlanını haşat eder, dişiler de genelde çiftleşecekleri erkeği bir güzel kavga edip pataklayıp ona göre seçerler.
abimin ve ev arkadaşımın erkek kedileri kısır. ikisi de hala çok hareketli ve filinta gibi, o kızışma dönemindeki huzursuzluk saldırganlık kendini 5. kat camından atma çabaları sürttürüp sürekli yalayarak kendi pipisini incitmesi falan sona erdi. hem de hayvan erkek olduğunu unutmuş değil, yani erkekliği eksilmiyor, dişi kediye hamle yapıyor hala. ama aklını kaybetmiş gibi saldırmadığından dayak yediğini görünce çekiliyor ölümüne dalmıyor.
hayvanın doğasını bozmak olduğunu düşünmüyorum, yani doğuştan kısır bir dolu hayvan da var, hem de hayvanın yaşam kalitesini yükselten, dayak yiyip hastalık kapıp sokaklara kendini atıp ölmesini önleyen bir operasyon. biri size günde 3 öğün viagra verse 3 ay boyunca kendinizi tatmin dahi edemeden sürekli kalkık gezseniz bu iş keyif olmaktan çıkar, ki hayvanlar doğanın bariz çağrısı ve hormonlar nedeniyle cinsellik peşine düşüyor, bu onlar için bir keyif de değil, soyun devamı için vücudun bir çağrısı. bu çağrı olmadan hayatlarını gayet güzel sürdürüyorlar.

hiç kudurmadan, kudurmanın ne olduğunu bilmeden önce kısırlaştırsaydınız kısırlaştırılmak kötü bi rüya gibi kalırdı aklında, ama hayvanın hormonları azdığı için şu dakikadan sonra kısırlaştırırsanız depresyon, iştahsızlık, biblo taklidi yapmak gibi bi dünya problemle uğraşacaksınız.

sokağa salayım çiftleşsin mantığıyla hareket ederseniz de sokak kedisi popülasyonuna katkıda bulunmuş olacak, sahte hayvanseverlerin kendi topluluklarındaki statülerini yükseltmelerini sağlayacak, annelerinden çalınıp bir sevgi pötürcüğünün ellerine düştüğü için gözlerini devirip, tüylerini meme ucu şekline gelene kadar yalayan, sonra da deli gibi kendini emen hilkat garibeleri yaratacaksınız.

sal kedini dışarı allah onların rızkını verir diyenlere itibar etmeyiniz, arabaların altında asfalta yapıştırılan, üzerine benzin dökülüp ateşe verilen, kafası koparılan bir dünya hayvan gördüm fakat daha 'allah'ın kimseye rızkını verdiğini görmedim.

kedinizi veterinere götürün ve kısırlaştırma için veterinerin bir tarih belirlemesini isteyin, sonra da o tarihte kedinizi kısırlaştırıp veterinerin önerdiği şekilde bakmaya devam edin.

yıl 2014 hala kedi köpeğin cinsel ihtiyacı ile insanın cinsel ihtiyacının aynı olduğunu zannedenler var. kısırlaştır tabi ki. hayvanlar cinsel ilişkiyi zevk için değil, doğal bir zorunluluktan kızgınlık gelip kafayı yedirdiği için yapıyor. dünyada cinsellikten zevk alan üç canlı vardır: insan, orangutan ve yunus. gerisi tamamen üreme zorunluluğundan yapar bizim gibi zevk için değil. Allah'ın bahşettiği özellik falansa eğer Allah onlara avlanma, kendi beslenme özellikleri de bahşetti o zaman eve hiç almayalım hayvanlara bakmayalım başlarının çaresine baksınlar. O kadar üreme ihtiyacı zaten dışarıda bolca öldüklerinden geliyor. Sen kediyi eve aldın, uzun yaşıyor, bu sürece çoğalmasa da olur.

Cevaplar için çok teşekkürler..
Lakin kızmayın yahu, kararsızım dedim, ben de üzülüyorum tabii sokaktaki hayvanlara. Ama bizimki hamile bırakmasa başkasından hamile kalacak yine dişiler, bu başıboş üreme işine çare bulmak mümkün değil ki! En fazla yavru gördüm mü korur kollar beslerim elimden geldiğince..
Ha tabi, biraz daha vicdan yapıp bu hunharca çoğalan kedi nüfusuna mütevazı bir katkım olmasın diyebilirim yine de.

Sokakta dayak yiyebileceği de aklıma gelmemişti bu arada.. Evcilleşerek evrilmiş kedilik halini de göz önüne almam iyi olacak.

affedersiniz ama yanitinizi düsündügünüzü bile sanmiyorum.

kedi türlerinden evcillestirilebilenler zaman icerisinde bagimliliklari artmis türlerdir. mesela van kedisi disarda tek basina yasayamaz, cunku göz enfeksiyonlarina cok savunmasizlar. mesela iran kedileri de bagisikliklarinin gelismemis olmasindan dolayi yasayamaz. cogu kedi disarida hayatta kalamaz.

cunku hayvanin midesi bulandiginda yemesi gereken otlar vardir. bunlari algilar, bunlarla kendini tedavi etmeyi bilir. düzenli avlandigi zaman icgüdüleri gelisir ve kendi besinini edinebilir.

oysa sokakta birakin otu bahceyi avlanabilecegi alani, yasamaya alani yoktur. sizden önce tarla olan yere binalar otoparklar yapip bir agaca dahi yer vermiyorken sokaktaki kedilere "allah onlarin rizkini verir" diyemezsiniz. eger verildiyse bile de siz onun elinden coktan aldiniz.

bir diger konu bu sekilde yasam kosullari vs dusukken ölüm oranlari hasta ve sakat kalma ihtimali bu kadar yüksekken sokaga erkek hayvaninizi salayim azicvik tepissin rahatlasin mantigi, oglunuzu cikartayim azicik tecavüz etsin rahatlasin demekle estir. benim gözümde böyledir. sorumluluk kabul etmeyecek, birak zevkini tatsin cocuk dogasi böyle diye bir mantik yoktur. cunku onun dogasi burasi degildir. sokak degildir.

sokaktaki hamile hayvanin dogumu icin yer vermiyorken doguran hayvana tekme atip pisletme burayi diyorken sokaktaki disi hayvan da cinsellikten mahrum kalmasin denmez.

hani bastan sona her kelimesine ayri ayri yorumum var ama degisecegine inanmiyorum.

sorunuza gelirse eger evinizde bakmiyorsaniz, yabanil kedilerden olusan bir aileniz ve büyük dogal ormanlik bir alaniniz yoksa kedinizi bahceye (sokaga hic degil) salamazsiniz. erkek olmasi bir sey degistirmez.

ben de kedilerin kisirlastirilmasina karsiyim ama bu ortamindan koparilip kisirlastirilip salinmasi konusunda gecerli. sadece yabanil ve kendi ortamindaki türler icin gecerli. sehir kedilerinde bunun ihtiyac oldugu düsüncesindeyim.

edit:"mikro zihinler vs" demeye basladiysak editleme yapmamkta sorun olmasa gerek. eger dogru anladiysam; lütfen ve lütfen, hastalaninca doktora gitmeyin. valla bakin, sizin yasam süreciniz kaderinizde bu var. öleceginizi hissediyorsaniz lütfen doganizi bozmayin. ilac kullanmayin ameliyat olmayin. doganizda ölmek var. 60 yasina kadar olan ortalama insan ömrü 80i zorluyorsa artik yanlis yapiyoruz demektir. "evrensel işleyişe müdahelede bulunmak işlenebilecek en büyük suçtur." ayiptir günahtir.

ha ama. korunmak sart. onu unutmayalim.

@meltem

prezervatif veya hap kullanmak ile testis/rahim alınması olayını aynı seviyede görmek çok zekice.

kısırlaştırmak ile doğasının bozulmasını ilişkilendiremiyorsan zaten yapacak birşey yok.


benim fikrim,
bırakın bir kere çiftleşsin, kızgınlığı geçince de kısırlaştırın.

kısırlaştırmanın doğasını değiştirmek olduğunu düşünüyorum ama doğal yaşam alanını değiştiriyorsanız mecburen doğasını da değiştirmeniz gerekiyor.

yukarıdaki gibi insanlar oldukça sokak hayvanları sorunu hiç çözülmeyecek bu hayvanların yaşadıkları sıkıntılar da hiç bitmeyecek ne yazık ki. ama malum şartlar belli, zihin, akıl, kültür seviyesi yerlerde. onlara göre bir yavru ölmüş yaşamış pek birşey ifade etmez, doğa kanunudur o yavrunun başına gelen, o hayvan sokakta tekmelendiğinde, arabanın altında kaldığında da doğa kanunudur, bir insanın bir insanı öldürmesi de doğa kanunudur, sonuçta güçlü güçsüzü saf dışı bırakmıştır falan filan. uzatmaya gerek yok mantık ortada zaten. sizin sorumluluğunuz onu kısırlaştırmak, ki bu gariban hayvanların sayısı artmasın. bir de bu hayvan düşmanlarını kısırlaştırmak lazım ki soyları kurusun tabii.

ortada doğa diye bir şey kalmamış, insanlar hala kendilerini modern mağaralara adapte etmenin peşinde ömür tüketiyor, ben aylardır arı ve güvercin göremiyorum, burada 'kısırlaştırmak doğasını bozmak mıdır' diye tartışılıyor ya, hakkaten komiksiniz.

evde büyüyen kediyi sokağa bırakırsan 15 dakika sonra elinde kürekle mezarını kazmaya başlarsın, evde süt kuzusu gibi soğuğun ne olduğunu bile öğrenemeden büyüyen hayvanda içgüdü filan aramayın, saçmalamayın.

evcil hayvanların soyunun tükenmemesi için kontrollü bir şekilde üremeleri gerek zira bu hayvanları himayemiz altına alıp beslemezsek 1 hafta içinde itlaf edilirler.

bu demek değil ki hiç bir hayvan kısırlaştırılmamalı, bal gibi de çoğu hayvan kısırlaştırılmalı ki bir dünya hayvan doğduktan sonra 1 yıl içerisinde ölmesin.

soruyu soran arkadaş kedisini salsa sokağa, en az 4 tane yavru doğmasına vesile olacak ve çok çok yüksek bir ihtimal bu 4 yavru da arabaların, ayakkabıların altında daha yavruyken ölecek.

doğa diye bir şey yok arkadaşım, fantezilerde, anılarda kaldı doğa.

melih gökçek yedi doğayı yok size bize yok doğa filan.

bana gelip de allah rızk verir hayır şer inşallah deme ayrıca, sen ne kadar reddedersen reddet, senin inancın dünyanın dönmesini sağlamıyor.

işine gelmezse bakmazsın hayvanı eve hapsetmezsin demişsin fakat ben bu hayvanları koruyup kollamasam senden bi tık gerideki adamları mobese kayıtlarından bu hayvanların üzerine zippo gazı döküp ateşe verirken izleyeceğim.

ben kangal cinsi bir köpeği abim belleyerek hayvanların arasında büyüdüm, 23 yıldır hayvanlarla beraber yaşıyorum, yarasadan tut örümceğe kadar her tür primata bakmışlığım var, en iyisini ben biliyorum, sen ne biliyorsun?

@azizakin prezervatif veya hap kullanılması kedilerde de mümkün olsa onu önerirdim, elden gelen bu.

kediler ilk evcilleştirilen hayvanlardan biridir, doğal ortam bahsi yalnızca evcilleştirilmemiş yani insan yapısı ortama uyum sağlamamış hayvanlar açısından geçerlidir. bir filin doğal ortamı savannah dır, bir koala nın doğal ortamı tropikal ormandır diyebiliriz. oysa ki bir kedinin doğal ortamı nedir? orman mıdır? bozkır mıdır? dalga mı geçiyorsunuz, evcilleştirilmemiş yaban kedisi türlerinin doğal ortamı ormandır oysa ki şehir hayatında bulunan felis domesticus un, yani 'evcilleştirilmiş kedi' ırkının doğal ortamı bimlerce yıldır insan tarafından bulundurulduğu yerdir.
bir de doğal ortam kavramımıza bakalım, şu anda 'doğal ortam' dediğiniz şehir hayatında sokakta yaşayan kediler, sıçacak bir parça toprağa bile sahip değiller, 'doğal korunak'ları araba içleri bina girişleri, ve doğal beslenmeleri etrafta hiç avlanabilecekleri küçük hayvan olmadığı için insan çöpleri artıkları. he kedilerin doğal ortamı budur, şehirde yollarda araba bina kenarlarında asfalta sıçıp çöp yemektir demiyorsanız, kedilerin günümüzde zaten doğal ortamdan ne anlıyorsanız öyle bir doğal ortamı yoktur.
gönül ister ki bok gibi şehirlerde yaşamayalım bahçeli evlerimiz bahçede avlanacak küçük hayvanlar ve kedilerin sığınabileceği diğer yırtıcılardan köpeklerden korunabilecekleri ağaçlar olsun. ancak şehir kedilerin doğal ortamıdır, siz onları doğal ortamından koparıp sırf yalnız kalmamak için eve alıyorsunuz, halbuki dışarda yaşasa avlanacak doğal ortamı olacak demek tamamen mallık bence.
kediler evcil bir tür olarak binlerce yılda insan bakımına muhtaç ve insanların onlar için gerekli şartları oluşturmasına bağlı olarak hayatta kaldılar.
ailem küçük bir kasabada bahçeli evde yaşıyor, her yer kedilerin sıçması için toprak, avlaması için minik tarla faresi, börtü böcek ve tırmanması için ağaç dolu.yine de bu hayvanlar evcilleştirilmiş bir tür olduklarından özellikle kışları bakıma ihtiyaç duyuyor evin dibinden ayrılmıyor ve özellikle kışın sert zamanlarında hepsi insan çöpü karıştırıyor, insanlara sürünüp mama istiyor. gayet doğal ortamında bile olsa adı üstünde 'vcilleştirilmiş kedi' türün adı, insana bağlı bir hayat sürmek genlerini şekillendiren şey. bu açıdan aman canım doğal seleksiyon doğrurur doğurur fazlalıkları ölür demek, evcil ve insanlarla bağ kuran bir hayvan sözkonusu olunca saçma, zira insan bu hayvanların bakımından bütün katkısını çeker tamamen doğal haline bırakırsa(beslenecek çöp, barınacak insan evleri verandaları yağmur-soğuk almayan bulamadıklarında) yani yüzde yüz doğal ortama-ormana vs. terk edildiklerinde hepsi ölüyor. zira evcilleştirilmiş bir türden birden insan elini çekerseniz olacağı bu.
en basitinden ormana terk edilen köpeklere bakın, bunların sadece insan eliyle büyütülmüş ilk nesli değil, bu 'doğal ortam' da üreyen 2. nesli de aman bizim doğal ortamımız biz hayatta kalırız demiyor, insanların attığı çöpleri bulabilecekleri yerlere gidiyor ya da ölüyor.

kısırlaştırılmalı. sokaklar bu kadar perişan kediyle dolu iken, sahiplenilmeyi bekleyen binlerce kedi varken bunlara yenilerini eklemek acımasızlık olur. erkek kedinin kısırlaştırılması dişiye göre çok daha kolay hem, iki saat sonra hiçbir şey olmamış gibi hoplayıp zıplıyor. herkes için daha iyi olacaktır, merak etmeyin.

@mftf, üslubun bu kadar saldırganken istersen evinde timsah besle. benim gözümde faydasızsın.
sen hangi ezik yalnızlığını gidermek için aldın o hayvanları evine madem a şaşkın? senin ne haddine benim tercihlerimi sorgulamak!! bu inanç olduğu kadar da bir tercih meselesi, sen insanlara bu kadar saygısızken senin eline bakan hayvanlara bayağı üzüldüm açıkçası.

@meltem, görüşlerimiz yakın ama sen de biraz saldırgansın açıkçası.

@wilii, yanıtımın neresini düşünmediğimi sandığını anlamadım, hatta o kadar yazmışsın, tam olarak ne demek istedin onu bile anlamadım ama yine de sağol zaman ayırdığın için :)

@makcinaw ve matchgrip, eyvallah :)
bu duyuruyu eklemedeki gerçek amacımı anlayıp cevap yazmış diğer tüm arkadaşlara da teşekkürler, cidden uykularımı kaçıracak kadar kararsızdım. ama şimdi eminim ne yapacağıma.

@saint marla : ezik yalnızlık diyerek seni kastetmedim, verdigim cevaba saldıranları kastettim. dolayısıyla senin tercihlerine karısmak gibi bir durum olmadı. ben yalnızca fikrimi belirttim.

ayrıca ben evimde besledigim hayvanlara en iyi kosulları saglarım. onları sanki dogal ortamlarında yasıyormus gibi hissettiririm. hayvanlarımdan birini almadan önce yurtdısından malzemelerini getirtmek ve ortamını hazırlamak için 6 ay bekledim. ondan sonra hayvanı aldım.

eger 100 m2 lik bir apartman dairesinde oturuyorsanız ve kedi-köpek besliyorsanız bencilsiniz evet. çünkü siz o hayvanın bunalıp bunalmayacagını düsünmüyorsunuz, neyi istedigini-arzuladıgını umursamıyorsunuz. öyle petshop'a gidip ''hadi ben bunu alıooom'' diyip hayvan alınmaz. eger saldırganlıktan kastettiginiz buysa geri adım atmam, kusura bakmayın.

zavallı kedicige de bol sans. umarım gelecek onun icin guzel olur.

çok değerli kitaplarsa , listesini koy şuraya. veya nadirkitap.com da dükkan aç ( aylık 40 tl idi yanılmıyorsam) oradan sat kitapları. sahaflara gidersen heba ederler kitapları , ederinin çok altında para verirler.

genelde klasik denilebilecek türde.ama aylık 40 tl veremem nadirkitaba :)

çok yakın bir arkadaşım sahaf. dilerseniz ona gösterin, o size toplam bir teklif verecektir.

mesela şunlar var;

aristoteles..metafizik,nikhomakhos'a etik,politika.
platon..devlet.
wittgenstein...tractatus logico philosophulus.
umberto eco..gülün adı..
ihsan oktay anar...puslu kıtalar atlası
ilkçağ felsefe tarihi 3 cilt
albert camus..mutlu ölüm,yabancı..
blaise pascal düşünceler..
jean paul sartre...bulantı
thomas aquinas..varlık ve öz.
diogenes laertios..ünlü filozofların yaşamları ve öğretileri.
montaigne..denemeler
bacon..denemeler,aforizmalar
ionna kucuradi...sanata felsefeyle bakmak
soren kierkegaard...baştan çıkarıcının günlüğü,ölümcül hastalık umutsuzluk,günlükler ve makalelerden seçmeler.
bertrand russell..sorgulayan denemeler

inglizce kelime ezberleme rehberi...
kurgusal sözlük..(hikaye ile kelime ezberleten)

ayrıca körfez dershanesinin sosyal,matematik,türkçe ygs denemeleri var.hiç çözülmemiş.

1 tanede hiç ellenmemiş ales kitabı var.

Duyuru vs aracılığıyla daha karlı satarsın

Aristo-Metafizik, Wittgenstein-Tractatus, Bertrand Russell-Sorgulayan Denemeler üçlüsünü kaça verirsin, talip olabilirim?

ben kitapçıyım, aklınızdaki fiyatı pm olarak atarsanız listeyi inceleyebilirim. ya da diğer sahafların ne kadar fiyat verebileceklerini aşağı yukarı söyleyebilirim. ama aldığınız fiyatla sattığınız fiyat arasında büyük bir uçurum olacaktır, zira sahaflar 0 kalitesinde bir kitabı bile 0 fiyatının yarısına ancak satabildiklerinden çok yüksek fiyatlara almamaktalar

ankara'da iseniz ben bu kitaplardan birkaçını alabilirim.

hepsine 100 yada 150 verebilirim.

fiyat(lar) uygun olursa ankara içi elden almayı çok isterim. toptan almak daha çok ilgimi çeker.

aşağıdaki listedeki her kitabın baskısı var abi. baskısı olmayan bulamadığım bir şeyler varsa ben şahsen veririm parasını.

@cagdas donem kuramcisi..sorgulayan denemelerin yok

o zaman benim bahtıma, kitaplığımda var abi :) aristo'ların, camus'ların, bacon ve kierkegaard'ların alıcısı olur mutlak. bence. piyasada kaç liralar, ona göre bak da iste bence :)

1- Tecil bozdurma işlemini askerlik şubesinden yaptıracaksın. Oraya git orda yardımcı olurlar zaten.
2- Tecil bozdurma işlemi için gittiğin şubenin önemi yok. Ancak sınava Ankara'da girmek istiyorsan Kasım ayının başında sevk belgesini almak için Ankara'daki askerlik şubesine gideceksin. İstanbul'daki askerlik şubesine gidip ben Ankara'da sınava girmek istiyorum dersen olmaz. Onlar sadece kendi bölgesindeki sınav merkezlerine sevk ederler.

okulla ilişiğinizi kesmeden, yani kaydı dondurup ya da sildirmeden gidemezsiniz. master'da tecil değil sevk tehiri, yani ertelemesi yapılır, bunu da kafanıza göre yapamazsınız, o belgeyi okulun askerlik şubesine göndermesi lazım, öyle elle falan olmuyor yani. öğrenci işleriyle görüşün onlar bu konuda daha bilgililer.

tabii ki var, rahat olun

bunu onaylayan resmi bir bilgi var mı, en azından internet sitesi falan.

assosta gece bira içip gitar çalarsanız, sonra uyuyakalırsanız kimse ses etmez. curcunası pek yok. ( kadırga koyu ıcın konusuyorum) eger cadırda kalmak ıstersenız 50 tl ye kadar (kısı bası) yarım pansıyon hızmet alabılırsınız. dusunursenız yer ısmı verebılırım. kaldım, guzeldı.

bozcaada pahalı boşverin.

biz daha çok gece kalmalık hatta kahvaltı + sırf uyumalık klimalı bir oda arıyoruz. camping pek bizim tarz değil.

assos nasıl bir yer genel olarak?

bozcaada'nın şarabı ve bol miktardaki plajları ilgi çekici aslında.

Çadır yapın Gelibolu Kabatepe kampında... buzdolabınız da olur... giderken domates peynir bir şeyler alın...

çadır yapasımız yok efendi efendi takılacağız alkol müzik, müzisyeniz zaten.

öyle bir şans yok. yüksek lisans şart.

yenı kanuna gore tekrar aöf ye yazılsanda tecıl olmuyo her zaman yukarı sınıfları okuman gerekıyo yuksek lısans sart.

ben de fransızca ya da ingilizce oluyor diye biliyorum. ama aracı kuruma para ödüyorsanız onlar sizin yerinize tercüme ettiriyor olabilir???

türkçe olabilir. ben türkçe vermiştim.

enstitüler bu işi oldukça ciddiye alıyor. kaydınız silindiği gün durum şubeye aynen iletiliyor. ve önünüzdeki celp dönemi için askere gitmeniz gerekiyor.

tip filan çok önemli değilse renault clio. 85 beygir olanı arkadaşımda var, 1000 km geziyor rahat rahat. 33-34'e 0 km bile bulunur ama en dolu modelinin ikinci eli de alınabilir düşük km.li.

pejo 307 olabilir.

temiz mondeo bulsam alırdım.

seat ibiza

2010 model pololar 35 civarındaki otomatik dizelleri tabi

@faideli bilgiler 2010 otomatik dizel polo'yu 40 bin'den aşağı bulamzsın. tabii kazası falan varsa ayrı.

o fiyata bulman zor. benzinli otomatik al lpg taktır.

ebay'den alabilirsin. türkiye fiyatları pek değişmiyor. aslında fiyat/performans açısından çok mantıklı bir ürün de değil. türkiye'de 4-5 liranın altına bulmak zor. yurtdışından alacaksanız da gümrük sınırına ve ürünlerin son kullanma tarihine dikkat edin.

kendiniz yapabilirsiniz, youtube da birçok tarif var

icinde protein oldugu surece (protein pahalidir) ucuza alamazsin. tabi ki yurtdisinda turkiye'ye gore cok daha ucuz oldugu kesindir, anca bu sekilde.

bunun disinda evde kendin de yapabilirsin;

- protein tozu (chocolate ya da vanilla)
- peanut butter

fistik ezmesini mikrodalgada biraz erit, protein tozuyla birlikte ustune su ya da skim milk ekleyerek karistir ve kalip haline getirerek buzdolabinda beklet.

ben hep kendim yapiyorum.

(turkiyede degilim)

Şimdi şöyle ki, elbette ses tonunun güzelliği önemli lakin bu işin yarısı. Diğer yarısı ise tamamen teknik. Vurgular, diksiyon, inişler-çıkışlar vs... Abiniz bunu da yapabilir mi? Eğer öyleyse bir demoyla birlikte ajanslara başvurabilir.

@Rochefort, kendisi bir işçi. sanmıyorum ki teknik vurguları ve diksiyonu biliyor olsun. bu gibi sesler mesela değerlendirmek üzere eğitiliyor mu? yani aşamalar nasıl oluyor?

onlar için kurs oluyor. çünkü çok iyi sesi olan birçok insan var ama, bunlar kurslara gidiyorlar tabii ki bunun için ücret de ödüyorlar, ve piyasada bu konuya hevesli çok fazla insan var. o sebeple abinize pek şans veremiyorum ben. tabii aranızda para toplayıp bir şeyler yaparsanız onu bilemeyeceğim.

@ sanal hayvan

yani nasıl desem bu öyle böyle bir ses değil.

eğitim alması şart.. bu işin tekniği sanıldığı kadar kolay değil.. değerlendirmek için kendine en az 4-5 ay yatırım yapması lazım.. mesela başkent iletişim akademisi'nde bu eğitim veriliyor.. çok da kaliteli,bilinen isimler tarafından veriliyor.. yönlendirin bence..

edit: aşamaları da sormuşsun onu da yanıtlayayım; önce diksiyon eğitimi alıp vurgu tonlama ve diyafram kullanımını öğreniyor, sonrasında seslendirme ve dublaj bölümüne gidip teknik eğitime başlıyor.. (film,reklam,belgesel vs. seslendirme üzerine aylarca süren pratikler)

önce diksiyon sonra seslendirme dersleri alması lazım. bu eğitimlerin sertifikasını alsın. zaten dediğin kadar parlaksa kursları veren kurumlar ona kesin iş bulur.
buraya bakabilirsin: www.baskentiletisim.com

vurgu, tonlama olayını çözsün çok para kazanır çook.

oyunculuk yeteneği gerektiğini herkes atlamış sanırım. öyle güzel sesle olacak iş değil. tarkanın da sesi çok güzel ama nasıl belgesel anlattığını hepimiz seyrettik, nerelerimizle güldük hatırlamıyorum.

olur.

Ya ton balıklı yapın ya da yoğurtlu karışırsa (bence) güzel olmaz.

olmaz, bi kere yoğurt ve balık olmaz. Balığı doğrudan makarnaya karıştırabilirsin ekstra bir şeye göerek yok

Sarımsaklı yoğurt hariç güzel olur. Kekik de ekleyebilirsiniz, makarnaya en çok yakışan baharattır.

yoğurtla balık gayet de güzel oluyor

beşiktaş erkek kuaförü dediler mi hep alamettin abi diyorum hep alamettin abi diyorum:) Şaka bi' yana Beşiktaş' ta bu işi bilen üç beş adamdan biri ama öyle aşırı cafcaflı bi' dükkan değil, onun dışında şükrü var ki o daha " kaliteli " diyebilirim.
Alamettin abi kabalcıdan girip evlendirme dairesine doğru yaklaştığınızda sol kolda, sağ tarafta olympos pastanesi var onun karşısında, görece küçük bi' dükkan ama eli iyidir, yalnız demem o ki her ne kadar yanındakiler de iyi olsa da kesinlikle Alamettin' kestirin. Onun dışında Şükrü abinin yeri Teknosa' nın orada, bir de Fatih var ki o da iyidir, O da barbaros halının ordan hattat tahsine döndükten sonra az ilerde sağda.



10 senedir Beşiktaş' ta bilimum berberleri denemiş biri:)

not: teşvikjiye camii nin arkasında yan tarafta diego var illa concon olsun dersen, bi' kere gittim çok çok da memnun kalmadım. bir alex değil.

:)

alamettin 20 25 arası sadece saç yani
diğerleri üstüne biraz daha koy ya da onlar da aynıdır, diego için biraz daha biraz biraz daha koy:)

nişantaşı cities alışveriş merkezi MOS tavsiye ederim. saç kesim 50 TL.

gibson al derim pampa. custom shop usa.

Bende bir tane Cort g260 var. Gerçi köprü manyetiğini Epiphone humbucker ile değiştirdim, köprüye de piezolu Fisman bridge taktım. Bu nedenle ton epey değişti şu an gayet memnunum, ama bu modifikasyonlar olmadan da güzel bir gitar, tavsiye edebilirim.
Ağacı çok kuru olmadığından ve boyasız, cilasız bir gövdesi olduğundan tonlar pek parlak değil bu nedenle belki bir blues gitarı diyemeyiz ama dolu bir gövdesi olduğundan bass sesleri güzel tınlıyor, sustaini gayet güzel.

ibanez rg serisine bak derim.

cort alma.

cort alma. fender destekli bir squier al, amerikan olanindan. tam blues gitari bendeki mesala.

viva gold.

cort la olmaz o işler

bakaya kalırsınız ve bakaya kalanların askerliği tecil edilmiyor. bakayada her dönem ayrı değerlendirilir. 1 yılda 3 dönem var, yani 1 yıl askerden kaçıldığında 3 kere bakaya kalmış olursunuz.
yapmanız gereken, 31 temmuz, 1, 2, 3 ağustosu kapsayan rapor alıp ağustos 7-8 gibi şubeye gidip ifade vermek, sonra dosyayı elden takip ederek savcılıktan "kovuşturmaya gerek yoktur" kararını aldırmak. işi sıkı takip ederseniz 1 ay içinde kararı aldırıp, bakaya durumunuzu ortadan kaldırabilirsiniz.

askerler gelip almaz da seni, universiteye kabul edilmezsin. yuksek lisans basvurularinda askerlikle ilisiginin olmadigina dair belge istiyorlar.

abi kaçağa düşüyorsun o zaman. kayıt olunca ertelenmesi lazım doğru biliyorsam ama ertelemez de candarmayı çağırırlarsa geçmiş olsun.

@marcelo
celp dönemi 25 gun?

celp dönemi tekrar 3 güne düştü.
www.asal.msb.gov.tr

işte o yüzden tecili o güne veriyorlar çakallar. marcelorios'un önerdiği yöntemi gerçekleştirmeden okula kayıt olamaz ve askere gitmek durumunda kalırsınız. ama bu yöntem de oldukça zor. ütopik değil ama çookkk zor.

dukana kasacağınıza spora kasın bence. çok daha sağlıklı ve vücuda zarar vermeden kilo verirsiniz.

@faideli bilgiler zaten spor yapıyorum ama pek faidesi olmuyor benim bunyemde diyetsiz. sorumla alakalı değil ama teşekkürler yine de.

talman alma :) görüntüsü, estetiği falan güzeldir hoştur ama ses performansı iyi değildir berbat yani :D sana ibanez aeg10 falan önerebilirim yada cort marka bişey önerebilirim

bütçeniz bu civarda ise yamaha nın serilerine bakmanızı öneririm. ibanez pek iyi değil akustik konusunda.

midi çıkışlı bir şey alın derim, synth işine de girersiniz sonra belki.

torrent - piratebay de 7 ve 44 gblık versiyonları mevcut

ama güzel mi deneyenlerden ben de yorum dinlemek isterim daha başlamadım

beslenmeye dikkat edip düzenli yürüyüş yapılarak 7-8 kilo verilebilir. setle de çalışılabilir tabii ama yani çok gerek yok bence.

piratebay yasaklanmış mıdır nedir piratebay diye bu duyuru ortamında arama yaparsanız nasıl açılır vs yönytemlerini görebilirsiniz.

www.eksiduyuru.com
gibi gibi

ayrıca p90x'i de çok tavsiye eden oldu haberiniz olsun bu tamamen beden yapınızla alakalı. mesela yağlı bir bünye ve çabuk kas yapabilecek bir meso -ectomorph bir yapıdaysanız buyrun insanity yok ben çok cılızım diyorsanız başka bişey meso diyorsanız p90x ama şimdi dürüst olayım gidip de her gün 1 saat ayırmak ve o ağır tempo bana hayvanlık geliyor.

hergün herhangi bir sporu da 1 saat düzenli yapsanız ne kilo kalır ne bişi. yani özellikle bu gerekli değil. gereken düzenli spor ve azim. gerisi kolay.

29 son. 29 yaşına kadar bir bölümden mezun olamazsanız uzun dönem askere gitmek zorundasınız.

çok kurcaladım, bayağı kötü bir telefon tavsiye etmiyorum. oyunları da çok yetersiz. çünkü hem işlemcisi hem de grafik kapasitesi yetersiz.

söylediğin modellerin 450 dolar olacağını sanmıyorum